Quantcast
Channel: Kayıp Paylaşımlar Koleksiyoncusu
Viewing all 3916 articles
Browse latest View live

Kitap Yayınevi’nden Şubat Yenileri

$
0
0
Kitap Yayınevi Şubat ayını iki yeni kitapla karşılıyor. Haşim Şahin’in “Klasik Çağ Osmanlı Toplumunda Tasavvufi Şahsiyetler” alt başlıklı kitabı “Dervişler ve Sufi Çevreler” Kitap Yayınevi’nden, Edith Wharton’ın okurun aklından çıkmayacak romanı “Ethan Frome” da Helikopter’den raflarda…

Dervişler ve Sufi Çevreler - Klasik Çağ Osmanlı Toplumunda Tasavvufi Şahsiyetler / Haşim Şahin
Kadim bir kökeni olmakla birlikte İslam medeniyeti içinde müstesna bir konuma sahip tasavvuf düşüncesinin temsilcisi olarak kabul edilen mutasavvıflar gerek yaşadıkları dönemlerde, gerekse ölümlerinden sonra kendilerini takip eden müritleri yahut etraflarında oluşan kült sayesinde bireyleri ve toplumları derinden etkilediler. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kuruluştan yıkılışa hemen her devirde Sünni ya da diğer anlayışları benimseyen, bazen sultanlarla çok yakın ilişkiler kurup, bazen de muhalif olmaları nedeniyle takibata uğrayan, hatta idam edilen sufilerin mevcudiyeti biliniyor. Osmanlı döneminde Şeyh Edebalı ve Osman Gazi’nin ekseninde başlayan sufi çevre-iktidar ya da diğer bir deyişle tekke-devlet ilişkileri, Orhan Gazi-Geyikli Baba; Yıldırım Bayezid-Emir Sultan; II. Murad-Hacı Bayram Veli; Fatih Sultan Mehmed-Akşemseddin; Kanuni Sultan Süleyman-Yahya Efendi ve I. Ahmed-Aziz Mahmud Hüdâi örneklerinde görüleceği üzere ilerleyen zamanlarda da devam etmiştir. Elinizdeki kitabın ilk bölümünde sufilerin hayatlarından bahseden menakıpnameler ve Alevi-Bektaşi geleneğinde önemli bir yeri olan vilayetnameler incelenmekte, “Dervişler ve Sufi Çevreler” başlıklı ikinci bölümde ise Vefai tarikatına dair bir monografi ile çoğu 1300-1600 yılları arasında yaşamış bazı sufilerin hayatlarına dair yazılar yer almaktadır. Seyyid Ali Sultan, Emir Sikkînî, Yazıcızâde Kardeşler, Otman Baba, Merzifonlu Piri Baba, Koyun Baba, Seyyid Velâyet, Baba Haydar en-Nakşbendî, Beşiktaşlı Yahya Efendi ve Lâ’lîzâde Abdülbâki Efendi kitapta biyografilerine yer verilen mutasavvıflardır. Bu şahsiyetlerin hayatları okunduğunda bazen iktidarın en üst noktalarına nüfuz edebilen bir süt kardeşin hayatını, bazen kırda koyun çobanlığı yaparak ömrünü geçiren bir taşra mutasavvıfının kendine has dünyasını, bazen sahip olduğu fikirleri yayabilmek amacıyla Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan fedakâr mutasavvıfların düşünce yapısını, bazen de ciltler dolusu kitap yazan bir Osmanlı entelektüelinin dünyasını tanımak mümkün olabilecektir. Haşim Şahin, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü öğretim üyesi. Orta Zamanın Türkleri ve Anadolu Beylikleri adlarında iki kitabıyla Arı Kovanına Çomak Sokmak: Ahmet Yaşar Ocak Kitabı isimli bir söyleşisi yayınlandı.
İnsan ve Toplum Dizisi, 1. Baskı, Şubat 2017, 264 Sayfa, 30 TL

Ethan Frome / Edith Wharton
Bembeyaz karlarla kaplı uçsuz bucaksız tarlaların ortasında geçen hüzünlü bir aşk hikayesi bu. Ethan Frome hayali bir kasabada, Starkfield’de yaşar.  Kasabaya  iş için gelen bir mühendis,  bu aksayarak yürüyen sessiz adamı merak eder. Ona göre Ethan, bir insan enkazıdır ve Starkfield’in en çarpıcı sakinidir. Ancak hiç kimse onun hakkında konuşmak istemez, kaçamak cevapları Frome’un geçmişte büyük bir acıyla yüz yüze geldiğini sezdirir...

Ethan Frome, Edith Wharton’ın diğer romanlarından farklıdır. Karakterler elit üst sınıflardan değildir, ama sorunları aynıdır: Görevlerini yerine getirmek ile yüreklerinin sesini dinlemek arasında gidip gelirler. Yazar New England’ın çok iyi bildiği kışını ve taşrada yaşayanların umutsuzluğunu yürek burkan bir metinle bize aktarır. New York Times’ın yazdığı gibi “zorlu, hiç akıldan çıkmayacak” bir romanla karşı karşıyayız.
Türkçesi: Taciser Belge, Roman, 1. Baskı, Şubat 2017, 119 Sayfa, 15 TL



Terry Eagleton’dan “Güç Mitleri”: Brontë Kardeşlere Marksist Bir Bakış

$
0
0
Tarihsel olanın, iktisadi değişimlerin, toplumsal dokudaki dönüşümlerin, kültürdeki farklılaşmaların izlerini edebiyatta, daha geniş olarak düşünüldüğünde sanatta sürmek mümkün müdür, yoksa edebiyat ya da sanat –dilediğinde– böyle kaygılardan azade, özerk bir faaliyet alanı mıdır?

Edebiyat eleştirisinin, özellikle bu sahadaki Marksist geleneğin en önemli temsilcilerinden Terry Eagleton yukarıdaki sorudan yola çıkıyor ve dünya edebiyatının nevi şahsına münhasır karakterlerinden Brontë Kardeşleri ele alıyor. Vardığı sonuç, bu eksantrik üçlünün Kuzey İngiltere kırsalına gökten zembille inmediği, Brontë’lerin yapıtlarının eleştirel bir gözle okunduğunda hem kardeşlerin yetiştikleri ortamın hem de sonrasında yaşadıkları dönemin canlı bir tasvirinin elde edilebileceği. Unutmamalı, dünya tarihinin de kritik bir eşiği sözü edilen zaman dilimi: kapitalizmin yükselişe geçtiği, bu arada toprağın, tekniğin, inancın, emeğin, doğanın, belki insanın yeniden tanımlandığı yıllar... 

Hareket noktası Eagleton’ın bir makalesi olan, daha sonra 1975’te kitaba dönüşen bir çalışma Güç Mitleri. Ancak aradan otuz yıl geçtikten sonra, 2005’te Eagleton, vaktiyle etnik köken, ırk, toplumsal cinsiyet gibi kategorilere hak ettikleri derecede yer vermediğini açık yüreklilikle itiraf ediyor, bu eksikliği tamamlamak üzere tekrar kaleme sarılıp kitabına bu son şeklini veriyor. 

TERRY EAGLETON, 1943’te, İrlanda kökenli Katolik bir ailenin çocuğu olarak Salford’da doğdu. Marksist kültür eleştirisi geleneğinin en önemli ve en üretken isimlerindendir. Akademik kariyerinin büyük bölümünü Cambridge ve Oxford’da geçirdi; kültürel çalışmalar alanının öncülerinden Raymond Williams’ın öğrencisidir. Eserlerinde, Williams’ın yanı sıra Louis Althusser, Jacques Lacan, Jacques Derrida, Jean-Paul Sartre gibi düşünürlerle diyalog içindedir. Yapıtları arasında Eleştiri ve İdeoloji, Edebiyat Kuramı, Postmodernizmin Yanılsamaları, Kültür Yorumları ile Kuramdan Sonra sayılabilir. Kuramsal yapıtlarının dışında Azizler ve Âlimler adında bir roman kaleme almıştır.

Güç Mitleri : Brontë Kardeşlere Marksist Bir Bakış / Terry Eagleton
Çeviri: Alev K. Bulut 
Tür: İnceleme
Sayfa sayısı: 184 Sayfa
Fiyatı: 16 TL


Kısa Film Çekmek İsteyen Herkese Özel Bir Kitap: Sinemanın Özü Kısa Film

$
0
0
Günümüzde her yurttaş gazeteci. Akıllı telefonlar, tabletler yardımıyla günlük yaşamda yakalanan görüntüler; olaylar, yaşam, doğa, anında paylaşıma sunuluyor. Elektronik ve bilgisayar teknolojisindeki bu gelişmeler kısa filmi de başka bir platforma taşıdı. Dijital olanakları kullanarak film çekmek daha kolay ve düşük maliyetli. Hazırlanan ürünün web üzerinden online gösterime sunulması uluslararası izlence dünyasında kolay ve hızlı dolaşımı sağlarken, kısa filmciye de sınırları aşan yeni bir kimlik kazandırdı.

Bir ülkede sinemanın gelişebilmesi için önce sinemasal anlatımın özü olan kısa filmlerin çekilmesi ve izlenceye sunulması gerekir. George Lucas, Wes Anderson, Ridley Scott gibi ünlü yönetmenler sinema öğrencisi oldukları dönemde çektikleri birer kısa filmle göze çarparak ana akım sinema endüstrisine hızlı bir geçiş yapmışlardır.

Bu kitap, bir filmin nasıl çekileceğinin genel kurallarını günümüz gelişmeleri ışığında tüm öğeleriyle anlatan ve bunların kısa film özeline nasıl uygulanacağını açıklayan bölümlerden oluşuyor.

Sema Fener'in yayına hazırladığı “Sinemanın Özü Kısa Film”, Yitik Ülke Yayınları'ndan çıktı. Kısa film çekmek isteyen, kısa film yarışmalarına katılmak isteyen herkese önerilir. Hem güncel, hem de yerel, hem de evrensel bir kitap... 

Sinemanın Özü Kısa Film, Sema Fener, Yitik Ülke Yayınları, Sinema, 360 sf, 28 TL


Karanlık, Ürpertici, Büyüleyici ve Ödüllü Bir İlk Roman : Eileen

$
0
0
2016 yılı Man Booker Ödülü’nün kısa listesine kalan ve PEN/Hemingway İlk Roman Ödülü’nü kazanan Eileen, hep kitap etiketiyle 17 Şubat’ta raflarda! Yazar Ottessa Moshfegh ilk romanı Eileen’da; New England’ın karlı, bembeyaz manzarasını arkasına alarak, okurlarını genç bir kadının karanlık ve ürpertici olduğu kadar büyüleyici de olan dünyasına götürüyor.

Yaklaşan Noel aklı karışık, mutsuz Eileen’e hiç umut vaat etmiyor. Yaşadığı sıkıcı kasaba, alkolik babası, çalıştığı ıslahevindeki tutuklu erkek çocukların acı kaderleri, neredeyse çöplük haline gelen kendi evleri ve gündelik korkuları genç kadına, hayallerine sığınmaktan başka çare bırakmıyor, çünkü hayatını değiştirmeye ne gücü var ne de cesareti... Arada sırada marketlerden çaldığı ufak tefek şeyler de olmasa yaşam iyice katlanılmaz olacak onun için. Ama işyerine genç bir kadının gelmesiyle Eileen’in gündüz düşleri şekil değiştiriyor. Her bakımdan kendisinin tam zıddı olan Rebecca’nın cazibesine kapılan Eileen’in ondan küçücük bir ilgi görmek için yapmayacağı şey yok.

Begüm Kovulmaz’ın dilimize çevirdiği Eileen, 17 Şubat’ta hep kitap etiketiyle raflardaki yerini alacak.

“PEN/Hemingway İlk Roman Ödülü’nü kazanan Eileen’in gücü sadece büyük edebi başarısından değil, acı verecek denli insani ve canlı olmasından da kaynaklanıyor.”
The Guardian

OTTESSA MOSHFEGH HAKKINDA
Ottessa Moshfegh The Paris Review, The New Yorker, Granta gibi gazete ve edebiyat dergilerinde yayımlanan öyküleriyle birçok ödüle layık görüldü. 2016 yılı Man Booker Ödülü’nün kısa listesine kalan ve PEN/Hemingway İlk Roman Ödülü’nü kazanan Eileen, yazarın ilk romanı.

Eileen / Ottessa Moshfegh
Çeviri: Begüm Kovulmaz
Hep Kitap, Dünya Edebiyatı Dizisi
Sayfa Sayısı: 240
22,00 TL


Beş Yazar, Beş Bilimkurgu : Yüksek Doz Gelecek

$
0
0
Orkun Uçar, Umut Altın, Funda Özlem Şeran, Gökcan Şahin ve Serdar Yıldız’ın birlikte kaleme aldıkları ve alışılmışın dışında bir bilimkurgu romanı olan Yüksek Doz Gelecek, Altın Kitaplar etiketiyle raflardaki yerini aldı.  5 ayrı kısa bilimkurgu romanından oluşan Yüksek Doz Gelecek, Çağdaş Türk Edebiyatın önemli bilimkurgu klasiklerinden biri olmaya aday, heyecan verici bir kitap.
Geleceğin tarihçesinden kaçamazsınız!
Belki çocuğunuz Mars’a göç edecek, belki torununuz Ganymade’de doğacak… Uzay savaşlarında, madenci kolonilerinde, ölümcül gezegenlerde ter ve kan akıtacak soyunuz. Belki siz bile bir uzay gemisinde yaşama tekrar gözlerinizi açacaksınız. Öyleyse…

“Yüksek Doz Gelecek” yüklemesi başlıyor!
Asteroid Kuşağı ötesine giden sıradan işçi, insan korkularıyla tanışan uzaylı, Dünya yörüngesinde görevli ajan, uzay boşluğundaki karavanında yaşayan gezgin veya Venüs’ün uçan kentlerinde partilere katılan mühendis olmaya hazır mısınız?

Yüksek Doz Gelecek
Yazarlar: Orkun Uçar,  Serdar Yıldız, Funda Özlem Şeran,  Umut Altın,  Gökcan Şahin
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 462
25,00 TL


Tembel Kedi Josef Piresini Geri İstiyor!

$
0
0
Bay Tilki dizisiyle büyük beğeni toplayan Franziska Biermann’ın yepyeni kitabı Tembel Kedi Josef, hep kitap etiketiyle 17 Şubat’ta raflarda! Tembel ama eğitimli kedi Josef, komşunun köpeğinden ona geçen pireden kurtulmak için türlü maceralar yaşar.

hep kitap, önceki aylarda Franziska Biermann’ın ödüllü Bay Tilki dizisinden iki kitabını okurlarla buluşturdu. Büyük ilgi gören kitaplar, aynı zamanda Radikal Kitap tarafından 2016 yılında yayımlanmış yılın en iyi 20 çocuk kitabı arasında gösterildi.

Franziska Biermann’ın yazıp resimlediği Tembel Kedi Josef, 7 yaş üstü okurlara yepyeni bir macera sunuyor. Tembel ama eğitimli kedi Josef, her gün dakikası dakikasına not ettiği günlük faaliyet planını uygular. İşi başından aşkındır ama kişisel bakımdan spora, eğitimden sağlığa her türlü faaliyeti çok sevdiği kanepenin üstünde gerçekleştirir. Sadece günde bir kez yerinden kalkar ve ona dünyanın sonu gibi gelen arka bahçenin kenarına gidip tuvaletini yapar. Günlerden bir gün, bahçede salyalarını akıtarak oradan oraya koştuğu, futbol oynadığı, durmadan havladığı için sinirini bozan komşunun köpeği Rudi’yle karşılaşır ve çarpışırlar. Kanepesine döndükten sonra uyuklamaya başlayan Josef acıyla uyanır; vücudunun çeşitli yerleri ısırılmaktadır. Evet, Rudi’den Josef’e pire bulaşmıştır. Josef, pireyi başka bir hayvana bulaştırmak için yola koyulur. Çeşitli maceralardan sonra nihayet pireden kurtulmuştur. Evine gelir, sevgili kanepesine kurulur, eski dünyasına döner. Fakat artık bu hareketsiz dünyadan sıkıldığını fark eder. Piresini geri ister.

Süheyla Kaya’nın dilimize çevirdiği Tembel Kedi Josef, 17 Şubat’ta hep kitap etiketiyle raflardaki yerini alacak.

FRANZISKA BIERMANN HAKKINDA
Franziska Biermann 1970 yılında Almanya’da dünyaya geldi. Hamburg Meslek Yüksek Okulu'nda iletişim ve resim öğrenimi gördü. Rudiger Stoye'den çocuk kitaplarının resimlenmesi konusunda eğitim aldı. Çocuk ve gençlik kitapları çizeri ve grafiker olarak çalışıyor ve ailesiyle birlikte Hamburg’da yaşıyor.

Tembel Kedi Josef / Franziska Biermann
Orjinal Adı: Der Faule Kater Josef
Çevirmen: Süheyla Kaya
Hep Kitap - Çocuk Kitapları Dizisi
Sayfa Sayısı: 64
19,00 TL

Muzaffer Kale’den Yeni Öyküler : Sabahın Bir Devamı Vardı

$
0
0
Güneş Sepeti kitabıyla geçtiğimiz yıl Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülen Muzaffer Kale’nin yeni öyküleri, Sabahın Bir Devamı Vardı’da bir araya geliyor. Dünyanın üzerimizde iz bıraktığı anlar vardır, yalnızca yaşantımızın değil, gökyüzünün, bulutların, kuşların ve meteorların sesiyle uyanırız. Kale, günlük konuşmaların, bakışların yarattığı kırılma anlarını öyküsüne taşıyor, son yıllarda yaşanan toplumsal değişimleri de not düşerek…

“Bazı düşünceler küçük şimşeklere benzer, yanıp sönmeler halinde ilerliyor. Örneğin ayrılık düşüncesinin sarı olması gibi…  Sapsarı bir evin sarı perdeleri var. Aklın sarı çalışıyor.

‘‘Seni asla unutmayacağım!’’ diyor biri. Söylenirken yeşilimsi olan bu sözcükler kısa bir zaman sonra sararıyor. Asıl renkleri bu. Düşüncelerin ayarını duygular yapıyor yine de.”

MUZAFFER KALE: 1957’de doğdu. Çocukluğu Bodrum Bahçeyakası köyünde geçti. Çiftçi bir ailenin iki çocuğundan büyüğü. Orta ve liseyi Milas’ta okudu. Uzun yıllar yaşadığı Diyarbakır’da, Dicle Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı’nı bitirdi. Başta şiir olmak üzere çalışmaları 1981’den beri edebiyat dergilerinde yayımlandı. Değişik işlerde çalıştı. Öğretmenlik yaptı. İzmir’de yaşıyor. Yayımlanmış şiir kitapları: Bir Günlük Güneş, Gözlerim Akşama Ölür, Acıtmıyor Boynumu Dünya, Işıktan Kalan Kırılma, Hiçbir Şeyi Unutmadım, Sakın Zar Atma, Lirik Aksan, Menekşenin Sayılı Günleri. Muzaffer Kale, ilk öykü kitabı Güneş Sepeti ile 2016 Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görüldü.

Sabahın Bir Devamı Vardı / Muzaffer Kale  
Tür: Öykü 
Sayfa sayısı: 109 Sayfa
Fiyatı: 11,5 TL
Yayın tarihi: 14 Şubat 2017


hep kitap’tan Çocuklara İki Ödüllü Kitap!

$
0
0
Peter Carnavas’ın SCBWI Crystal Kite Ödülü’nü alan Mavi Balina’nın Mavi Şarkısı ve Lisa Papp’ın 2016 Parents’ Choice Recommended Ödülü’nü alan Madeline Finn ile Kütüphane Köpeği isimli resimli kitapları, 17 Şubat’ta hep kitap aracılığıyla çocuk okurlarla buluşuyor!

MAVİ BALİNA’NIN MAVİ ŞARKISI
Peter Carnavas’ın yazıp resimlediği Mavi Balina’nın Mavi Şarkısı; Çocuk Kitabı Yazar ve Çizerleri Birliği-SCBWI’ye üye yazar ve illüstratörler tarafından verilen SCBWI Crystal Kite Awards’a layık görüldü. Mavi Balina’nın Mavi Şarkısı, bisikletiyle ne yapacağını bilmeyen bir balina ile onu neşelendirmeye çalışan penguenin hikâyesi… Balina ne zaman endişelense kendi kendine bir şarkı mırıldanmaya başlar. Arkadaşının şarkılarını duyan Penguen ise her seferinde onun çağrısına kulak verir ve onu rahatlatacak bir çözüm bulur. Onları uzaktan izleyen kaplumbağa ise ikisini de şaşırtan bir sürpriz yapar. İnsanın bazı şeyleri gözünde nasıl da büyüttüğünü ve işin aslı anlaşıldığında kaygılanmanın ne kadar da gereksiz olduğunu hatırlatan bu kitap, okul öncesi dönemdeki çocuklara hitap ediyor. Sabırlı olmak, denemekten vazgeçmemek ve arkadaşlara destek olmaksa kitabın öne çıkan diğer temaları arasında yer alıyor.

MADELINE FINN ile KÜTÜPHANE KÖPEĞİ
Şu ana kadar on üç dile çevrilen, Lisa Papp’ın yazıp resimlediği Madeline Finn ile Kütüphane Köpeği, yeni bir şey öğrenirken sabırlı olmaya ve denemekten vazgeçmemeye dair güzel bir hikâye… Madeline Finn, okuma yazmayı yeni öğreniyor ve söylediğine göre okumayı pek sevmiyor. Diğer yandan da öğretmeninin sınıfta okumayı söken ve akıcı okuyan arkadaşlarına verdiği yıldız çıkartmasından almak istiyor. “Daha çok çalışmalısın” anlamına gelen kalpli çıkartmalarla idare etmek zorunda kalıyor. Derken bir cumartesi günü kütüphanede Bonnie isimli bir köpeğe kitap okumaya başlıyor. Hata yaptığında ya da takıldığında Bonnie ona hiç gülmediği için kendini daha rahat hissediyor. Bonnie sayesinde Madeline Finn okumanın tadına varıyor. 

Lisa Papp 2016 Parents’ Choice Recommended Ödülü’nü alan kitabı; mahalli bir kütüphanede okumakta zorlanan çocukları teşvik etmek amacıyla uygulamaya alınan Köpeklere Oku programından esinlenerek yazmış. Yazar hem barınaktan alınan köpekleri bir yuvaya kavuşturan hem de çocukların kendine güvenmesini sağlayan bu projeyi kitaplaştırmaktan gurur duyduğunu da eklemeden edemiyor.

“O kadar tatlı ki okurlar kitabın sayfalarına sarılmaya teşebbüs edebilir.”
Kirkus Reviews

“Bu sıcak ve insanı yüreklendiren hikâye hedefe ulaşmak için mükemmelliyetçiliğin gerekli olmadığını, yardımın olmadık bir yerde karşımıza çıkabileceğini bizlere gösteriyor.”
Publishers Weekly

Gönül Çapan’nın dilimize çevirdiği Mavi Balina’nın Mavi Şarkısı ve Madeline Finn ile Kütüphane Köpeği kitapları 17 Şubat’ta hep kitap etiketiyle raflardaki yerini alacak.

PETER CARNAVAS: 1980 doğumlu Avustralyalı yazar ve çizer.

LISA PAPP: 1967 doğumlu Birleşik Amerikalı yazar ve çizer. 2011 NAPPA Honor Award, 2012 Storytelling Award ve 2013 PA Keystoneto Reading Award gibi ödüllerin sahibi.

Mavi Balina'nın Mavi Şarkıları / Peter Carnavas
Orijinal Adı: Blue Whale Blues
Hep Kitap - Çocuk Kitapları Dizisi
Sayfa Sayısı: 36
16,00 TL

Madeline Finn ile Kütüphane Köpeği / Lisa Papp
Hep Kitap - Çocuk Kitapları Dizisi
Sayfa Sayısı: 36
16,00 TL



Yeni Kötü Günler : Sanat, Eleştiri, Acil Durum

$
0
0
Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) sanat kategorisinde Yeni Kötü Günler: Sanat, Eleştiri, Acil Durum adlı kitabı yayımladı. Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü’nde Townsend Martin Profesörü ve October dergisinin editörü Hal Foster tarafından derlenen kitap, Ferit Burak Aydar Türkçeye kazandırdı. Hal Foster, Yeni Kötü Günler’de sanat ve eleştirinin son yirmi beş yılda geçirdiği büyük dönüşümü inceliyor.

Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından sanat kategorisinde yayımlanan Yeni Kötü Günler: Sanat, Eleştiri, Acil Durum adlı kitap raflardaki yerini aldı. Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü’nde Townsend Martin Profesörü ve October dergisinin editörü Hal Foster’in kaleme aldığı kitap, Ferit Burak Aydar tarafından Türkçeye kazandırıldı.

Hal Foster, Yeni Kötü Günler’de sanat ve eleştirinin son yirmi beş yılda geçirdiği büyük dönüşümü Bertolt Brecht’in “Eski güzel günlerle değil, yeni kötü günlerle başlayın” nasihatinin ışığında inceliyor. 

Cindy Sherman, Thomas Hirschhorn ve Isa Genzken gibi farklı mecralarda çalışan sanatçıların işlerine Jacques Rancière, Bruno Latour ve Giorgio Agamben gibi farklı “meşrep”lerden düşünürlerin yazdıklarının yardımıyla bakan Foster, neoliberalizmin ve teröre karşı savaşın yarattığı küresel “acil durum”u sanat içinden anlamaya çalışıyor ve bize dört “kavramsal araç” sunuyor: abject, arşiv, mimesis ve güvencesizlik. 

Yeni Kötü Günler, çağdaş sanat ve eleştirinin günümüz dünyasının oynak ve bulanık gerçekliğine verdiği ve veremediği cevapları toparlayıp yeni sorularla tartışmaya açıyor.

Yeni Kötü Günler: Sanat, Eleştiri, Acil Durum / Hal Foster
Ana Kategori: Sanat 
Sayfa Sayısı: 198
Fiyat: 24 TL


Levent Yılmaz'ın Şiir Kitabı “Ada ile Brunik” Can Yayınları Etiketi ile Raflarda

$
0
0
Bir dili konuşup anlaşmazdan evvel nasıldı insan sesi? Hangi duyguyu, hangi neşeyi, hangi tedirginliği, hangi acıyı nasıl bir sesle – mutlu bir kahkaha ya da iç yaran bir çığlığa tekabül eden bir sesle ifade ediyordu? Hayvanla ortak bir dünyası olan bu yaratık, sesi nasıl harflere çevirdi, onları nasıl bir araya getirdi, bu bir araya gelen ses birimlerine nasıl anlam yükledi? Sözcükleri ve dünyayı nasıl yarattı?

“insan olmayı yeni baştan öğrenmek üzere
yaşlanacağız
geyiklerin peşinde, sevişmelerine hayran”

2009 yılında Yaşar Kemal’in “görkemli bir yeni şiire temel” olarak nitelendirdiği Afrika’sı yayımlanan Levent Yılmaz, sekiz yıl sonra şiirin bu temel sorularına cevap aradığı kitabıyla dönüyor: Ada ile Brunik, “Ada Değildir” ile yazılışı uzun bir süreye yayılmış olan “Brunik Defteri”ni bir araya getiriyor. Levent Yılmaz, bu kitabında, “gergin bir yay” ya da “içi boş bir saz” olarak insanın en eski hikâyesini, varlıkların birbirlerini sevebilme imkânını, yani aşkı tekrar, en baştan hayal etmeye çalışıyor.

LEVENT YILMAZ: 1969’da doğdu. 17. yüzyıl Avrupa tarihyazımı üzerine doktora çalışmasını 2002’de EHESS’te tamamladı, Le temps moderne adı altında yayımlandı (Gallimard, 2004). Türkiye’de ve Fransa’da çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Avrupa düşünce ve kültür tarihi üzerine dersler vermektedir. 2000 yılına kadarki tüm şiirlerini bir araya getiren Sonülke’den (YKY, 2000; Metis, 2004) bir seçki (Saturn, Selected Poems), Ünal Aytür’ün çevirisiyle 2006’da The Sheep Meadow Press (New York) tarafından yayımlandı. Afrika ise 2009’da yayımlandı (Metis). Aynı yıl Santralistanbul’da açılan Yüksel Arslan Retrospektifi sergisini düzenledi ve kataloğunu yayına hazırladı. Yves Bonnefoy’nin Mitolojiler Sözlüğü’nün Türkçe baskısını yayına hazırlamış (2 cilt, Dost Kitabevi, 2000) ve bir söyleşi kitabıyla (Düşünen Söyleşiler, İBÜ, 2005) bir derleme (Giambattista Vico ve Yeni Bilim’in Temel Kavramları, İBÜ, 2007) yayımlamıştır. Modern Zamanın Tarihi (Metis, 2010) ve The Vico Road (Edizioni di Storia e Letteratura, 2016) diğer kitaplarıdır.

Ada ile Brunik / Levent Yılmaz  
Tür: Şiir
Sayfa sayısı: 83 sayfa
Fiyatı: 10,5 TL
Yayın tarihi: 14 Şubat 2017


Walter Isaacson’dan Dijital Çağın Biyografisi: Geleceği Keşfedenler

$
0
0
Walter Isaacson, dünya çapında yankı yaratan Steve Jobs biyografisinin ardından en az onun kadar ilham verici bir kitapla geri dönüyor.

Geleceği Keşfedenler, makinelerin insanların zihin dünyasına ortak olacağı bir geleceği hayal ederek yola çıkmış ve adım adım içinde yaşadığımız dijital çağı inşa etmiş dâhilerin, yenilikçilerin, hacker’ların, girişimcilerin hikâyesi. Kimdi bu insanlar? Kafaları nasıl çalışıyordu? Tavan arası ya da garajlarına kapanıp her şeyi tek başına yapmış dâhilerden mi bahsediyoruz yoksa onları farklı yapan, yan yana gelip “ortak deha” yaratma becerileri miydi? 

Isaacson’un benzersiz öykülendirme becerisi sayesinde sürükleyici bir roman tadında akan kitap, Lord Byron’ın yaklaşık iki yüzyıl önce yaşamış olmasına rağmen ilk yazılımcı kabul edilen kızı Ada Lovelace ile başlıyor ve Charles Babbage, Alan Turing, John von Neumann, Robert Noyce, Bill Gates, Steve Wozniak, Steve Jobs, Larry Page gibi pek çok etkileyici şahsiyetle devam ediyor. 

Geleceği Keşfedenler, yaratıcılığın ve dünyayı değiştiren fikirlerin hangi koşullar bir araya geldiğinde yeşerebildiğini ortaya koyan muazzam bir rehber.

Geleceği Keşfedenler / Walter Isaacson
Çevirmen: Duygu Dalgakıran
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Sayfa Sayısı: 520
35,00 TL


The 100 Serisi Dördüncü Kitap “İsyan” ile Devam Ediyor

$
0
0
2013 yılının ikinci yarısında yayımlanmasıyla büyük ilgi görerek kısa sürede fenomene dönüşen ve diziye dönüşerek de dünyayı etkisi altına alan post-apocalyptic seri “The 100” dördüncü kitap “İsyan” ile sürüyor. “İsyan” bu ay içinde raflarda yerini alıyor.

Go! Kitap’ın 2014’de ilk kitabı dilimize kazandırarak başlattığı seri aynı hızla devam ediyor. 6 Aralık’ta yayımlanan “Rebellion” yine çok bekletmeden dilimize kazandırılıyor.

Özgürlükleri bir kez daha ellerinden alındı, isyan kapıda…
Kolonicilerin, Dünya’daki 100 ekibine katılmasının üzerinden aylar geçmiş, bir zamanların çocuk suçluları kurulan yeni düzenin liderleri arasındaki yerlerini almıştır.

Ne var ki huzur içinde geçen günler uzun sürmez ve birlikte ilk bayramlarını kutlamaya hazırlanan Koloniciler ile Dünyalılar bir anda yabancı bir grubun saldırısına uğrar. Saldırganlar çok sayıda insanı öldürüp bir o kadarını da esir alır ve kampın stoklarını yağmalarlar. Kaçırılanların arasında Wells’in, Octavia’nın ve Glass’ın da olduğunu öğrenen Bellamy ile Clarke arkadaşlarını kurtarmak için kurdukları bir ekiple birlikte yola çıkar. 

Başka yerleşimleri yakıp yıkıp yağmalayan bu fanatik topluluğun amacı saflarını büyütüp nükleer savaşın mahvettiği gezegeni “iyileştirmek” ve bunu yapmak için de kendileri dışında herkesi ortadan kaldırmaktır. 

Birbirlerine olan bağlılıkları bir kez daha sınanan 100 ekibinin kurtuluş için yapacakları tek bir şey vardır: onları bu ekibin bir parçası yapan isyan ruhunu yeniden uyandırmak.

The 100 – İsyan / Kass Morgan
Çeviren: Selen Ak
Türü: Distopya Roman
Yayınevi: GO!
Sayfa Sayısı: 285
Etiket Fiyatı: 19.00 TL


Metis’ten İki Yeni Kitap

$
0
0
Metis Yayınları Şubat sonunu iki yeni kitapla getiriyor. Cihadcılığın kökenlerini ve yayılma nedenlerini aydınlatma çabasının ürünü yazı ve söyleşilerden oluşan “Cihadcılık: Efsaneler Gerçekler” ve Nermin Saybaşılı’nın yazıları metinselliğe/görselliğe eleştirel bir biçimde yaklaşan Görsel Kültür çalışmalarından beslenen “Görsel Kültür Çalışmalarında Etnografik Bilgi” alt başlıklı kitabı “Sanat Sahada” 24 Şubat’ta raflarda yerini alıyor.

Cihadcılık: Efsaneler Gerçekler / Hazırlayan: Haldun Bayrı
90’lı yıllarda birçok yazar İslamcıların siyasallaşma, kamusal alanı ve gündelik hayatı İslam ile düzenleme iddialarındaki totaliterleşme eğilimine ve çıkışsızlığa dikkat çekmişti. Bugünün cihadcı şiddeti bu çıkışsızlığın sonucu. İslamın siyasallaşması bugün hiçbir yerde insanlara demokrasiyi ve esenliği hatırlatmıyor, sadece bitimsiz bir şiddet sarmalını ve katliamları akla getiriyor.
Bu kitapta bir araya getirdiğimiz yazı ve söyleşiler cihadcılığın kökenlerini ve yayılma nedenlerini aydınlatma çabasının ürünü. Çok sayıda soru çıkıyor ortaya: IŞİD, askeri mücadeleyle engellenebilir mi? Cihadcı örgütlerin cazibesini nasıl anlamalı? Örgüt bu “cazibeyi” nasıl inşa ediyor, medyadan nasıl yararlanıyor? Ölmeye ve öldürmeye duyulan tutku nereden kaynaklanıyor? Cihada katılanların din ile ilişkisi ne? İslam dini siyasallaşmadan, ve şimdi cihadcılıktan nasıl zarar görüyor? Ve asıl soru: Cihadcılığın yayılışında ve katliamlarında devletlerin rolü ne? Örneğin Ortadoğu’da, Türkiye’de ya da Fransa’da, devlet etme mantığıyla cihatcılık nasıl paslaşıyor?

Bir filozoftan, Agamben’den alıntılayalım: “Umumi bir korku halinin ayakta tutulması, yurttaşların apolitikleştirilmesi, her tür hukuki kesinlikten vazgeçiş: İşte Güvenlik Devleti’nin kaçınılmaz üç özelliği. Zira bunun anlamı, içine gömülmekte olduğumuz Güvenlik Devleti’nin, vaat ettiğinin tam aksini yapmasıdır; bu devlet korkuyu ve terörü ayakta tutmaktadır, çünkü güvenlik, yükümlülüksüz olmak anlamına gelir. Güvenlik Devleti nihayetinde bir polis devletidir, zira adalet erkinin zayıflatılması yoluyla normalleştirilmiş bir olağanüstü halde gitgide daha fazla başına buyruk davranan polisin hesap sorulamazlık marjını genişletir ve genelleştirir.”
Yayına Hazırlayan: Eylem Can, Semih Sökmen
Dizi Adı: Metis Siyahbeyaz
Sayfa Sayısı: 304 sayfa
Fiyatı: 28.50 TL

Sanat Sahada / Nermin Saybaşılı
Nermin Saybaşılı’nın yazıları metinselliğe/görselliğe eleştirel bir biçimde yaklaşan Görsel Kültür çalışmalarından besleniyor. Yazıların bazı ortak kabulleri var: Birincisi, imge ya da nesne doğal değildir. Görüntü ya da görsellik öğrenilen ve öğretilen, empoze edilen ve terbiye edilen, kültürel bir yapı olarak üretilen bir “teknoloji”dir. İkincisi, her görsel kültür araştırması, toplumsallığın, hem görsel alanın üretildiği toplumsallığın, hem de toplumsal alanın görsel üretiminin incelenmesini gerektirir. Üçüncüsü, sanat çalışmasını “estetik bir yapıt” olarak tarihselleştirmekten ya da sınıflandırmaktan farklı bir yol daha var elimizde: Onu bir çeşit etnografik saha çalışmasının bilgi nesnesi olarak okuma imkânı. Böylece hem sanat çalışmasından öğrenmemiz, hem de bildiklerimizi onun sayesinde sınamamız mümkün oluyor.

“Sanat Sahada” başlığı yalnızca sanatçıların işlerini bir antropolog gibi yeniden yorumlayarak yaptıklarına işaret etmiyor, aynı zamanda sanat tarihçilerinin ve kültür kuramcılarının da kendi “saha”larını diğer “saha”lara açtıklarını, açmaları gerektiğini vurguluyor. “Sanatın sahasının”, sanatın üretildiği ve sergilendiği galeri, müze, sinema salonu ve benzeri sabit mekânlardan çok daha geniş bir alana yayıldığına işaret ediyor. Saybaşılı’nın yazıları bugünün dünyasında görsel deneyimimizin formel olarak kurulmuş ve düzenlenmiş bir görme rejimini aştığını, sanatçının da, bizim kendi göz ve bakışımızın da artık itaat etmediğini kanıtlıyor. 

YAZAR HAKKINDA: Nermin Saybaşılı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun oldu. Doktorasını Londra Üniversitesi Goldsmiths College’ın Görsel Kültürler bölümünde tamamladı. Aynı bölümde lisans düzeyinde dersler verdi; Edinburgh Üniversitesi Mimarlık bölümünde konuk hoca olarak bulundu. Fulbright bursu ile Columbia Üniversitesi’nde, School of the Arts’da çalışma ve araştırmalarını sürdürdü. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünde öğretim üyesidir. Çalışma alanı, görme rejimindeki görünürlük/görünmezlik sorunsalı bağlamında güncel sanat pratikleri ve eleştirel kuram, enstalasyon çalışmalarında ve video çalışmalarında ses “öğesi”, görsel kültürde (küresel) coğrafyalar ve karşı-coğrafyalardır.
Alt Başlık: Görsel Kültür Çalışmalarında Etnografik Bilgi
Yayına Hazırlayan: Semih Sökmen
Dizi Adı: Metis Edebiyatdışı
Sayfa Sayısı: 232 sayfa
Fiyatı: 23.00 TL

Charles Jackson’dan Beyazperdede Ölümsüzleşmiş Modern bir Trajedi : Kayıp Hafta Sonu

$
0
0
Kayıp Hafta Sonu, alkol bataklığında çırpınan, çırpındıkça daha da dibe batan bir adamın hikâyesi. Kardeşini atlatıp şehirde beş gün boyunca tek başına içki âlemine dalan Don Birnam’ın kişiliğinde, bağımlılığın getirdiği âcizliği ve bağımlının “gururunu” anlatıyor Charles Jackson. Sadece bir ayyaşın değil, “ideal” insanın da hazmetmekte zorlanacağı gerçeklerle yüzleşmesine, kimi zaman da yüzleşmemeyi tercih ederek kendini aldatmasına tanık oluyoruz  bu cüretkâr ve dürüst romanda.

“Bunların hiçbir önemi yoktu, sadece tek bir gerçek vardı: İçiyordun ve bu seni öldürüyordu. Neden? Çünkü alkolle başa çıkamıyordun, alkol seni alt etmişti. Neden? Çünkü öyle bir noktaya gelmiştin ki bir içki çok, yüzlercesi ise yetersizdi.”

Yazarın en önemli eseri olarak görülen ve hayatından derin izler taşıyan Kayıp Hafta Sonu, yayımlanır yayımlanmaz büyük ilgi görmüş, aynı isimle beyazperdeye aktarılmıştı. Billy Wilder’ın yönettiği, Ray Milland ve Jane Wynman’ın başrollerde olduğu film, En iyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında dört Oscar kazanmıştı.

Kitabın yayımlandığı dönemde kendisi de alkolizmle ilgili bir kitabın, Yanardağın Altında’nın üstüne çalışmakta olan Malcolm Lowry, Kayıp Hafta Sonu’nu okuduktan sonra bu klasik eserini yazmakta zorlandığını itiraf etmişti. Jackson, şiirsel dili ve Shakespeare göndermeleriyle Kayıp Hafta Sonu’nda modern bir trajediye imza atıyor.

“Charles Jackson, De Quincey’den sonra bağımlılık literatürüne en çarpıcı hediyeyi verdi.” 
– The New York Times

“Öyle çarpıcı ve gerçekçi ki okurlar sonuna kadar koltuklarına mıhlanmış kalacaklar. (...) Bir gizem öyküsü, bir korku öyküsü, insanı harekete geçiren gücü gözler önüne seren bir öykü; korkuya, uçuruma yolculuk.”
– Saturday Review of Literature

CHARLES JACKSON: 1903’te New Jersey’de doğdu. Gençliğinde Chicago ve New York’ta yerel gazetelerde ve kitapçılarda çalışan Jackson, uzun süre veremle boğuştu. 1938’de Rhoda Booth’la evlendi ve bu evliliğinden iki kızı oldu. Otobiyografik öğeler barındıran ilk romanı Kayıp Hafta Sonu, 1944’te yayımlandığında büyük ilgi gördü ve BillyWilder tarafından beyazperdeye aktarıldı. Yazar daha sonra The Fall of Valor (Yiğit Bir Ruhun Düşüşü), The Outer Edges (Dış Kenarlar) ve A Second-Hand Life (İkinci El Hayat) adlı romanlar ile iki öykü kitabına imza attı. Hayatı boyunca alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı ve cinsel yönelimleriyle ilgili sıkıntılarla boğuşan Jackson, 1968’de New York’ta aşırı dozdan öldü.

Kayıp Hafta Sonu / Charles Jackson 
Çeviri: Hande Bahçecik
Tür: Roman 
Sayfa sayısı: 285 Sayfa
Fiyatı: 22 TL
Yayın tarihi: 14 Şubat 2017


İngiliz Şövalyeden Çocuklara : Muz Makinesi, Şaka Makinesi ve Kas Makinesi!

$
0
0
Edebiyata sağladığı katkılardan dolayı 2006 yılında İngiliz Şövalyelik Nişanı verilen Alexander McCall Smith’in yazdığı Muz Makinesi, Şaka Makinesi ve Kas Makinesi 24 Şubat’ta çocuk okuyucularla buluşuyor! Çizimlerini Ian Bilbey’in yaptığı hep kitap etiketli resimli kitaplar, 8 yaş üstü okurlara hitap ediyor.

MUZ MAKİNESİ
Muzun şekli nasıldır? Nasıl soru ama! Herkes muzun kıvrık olduğunu bilir! Patty, Yarasa Teyzesi ile Jamaika’da yaşayıp muz yetiştiriyor. Diğer üreticilerle rekabet etmekte zorlandıkları için Yarasa Teyze arazilerini satmayı düşünüyor. Patty’nin ise bu duruma bir çözüm bulması gerekiyor. Hem de hemen! Muzlu çikolatalı dondurma yerken birden aklına parlak bir fikir geliyor. Tek yapması gereken bir makine icat etmek; bir muz makinesi...

ŞAKA MAKİNESİ
Jeffrey, harçlığını çıkarmak için cumartesi günleri Prendergast Amca’nın eskici dükkânında çalışır. Bir gün, eşyaları ayırırken gizemli bir makineyle karşılaşır. Jeffrey, makineyi eve götürünce makinenin çok komik şakalar üreten bir şaka makinesi olduğu ortaya çıkar. Çok geçmeden, kasabadaki herkes şaka almak ister. Yan dükkânın sahibi huysuz Jenkinson Amca dışında... 

KAS MAKİNESİ
Gordon, okula yeni gelen Ted adlı çocuğun arkadaşlarına zorbalık yapmasından hiç hoşlanmaz. Onu durdurmanın bir yolunu arar. Gazetede World Amca’nın kas makinesinin ilanını görünce makineyi çok merak edip bir tane almaya karar verir. Makinenin kullanma kılavuzunda “Sabırlı olun. Kaslar bir günde gelişmez. Yavaş yavaş ilerleyin ve olacakları görüp şaşırın!” diye yazar. Gordon elde ettiği sonuca çok ama çok şaşırır. Gerçekten güçlü olanların güçleriyle övünmemesi gerektiğini bilerek gücünü yararlı işlerde kullanır.

Berrak İdiman’ın dilimize çevirdiği Muz Makinesi, Şaka Makinesi ve Kas Makinesi, 24 Şubat’tan itibaren hep kitap etiketiyle raflardaki yerini alacak.

ALEXANDER McCALL SMITH HAKKINDA
İskoçyalı Alexander McCall Smith, yazarlığa başlamadan önce tıp hukuku profesörü olarak üniversitelerde ders verdi. Akademik yayınları ile birlikte çok sayıda polisiye ve çocuk kitapları olan yazar, uluslararası üne Bir Numaralı Kadınlar Dedektiflik Bürosu dizisiyle kavuştu. 2004 yılında İngiltere’de üç farklı kurum tarafından verilen Yılın Yazarı Ödülü’nün sahibi oldu. (British Book Awards, Booksellers' Association, Waterstone's) Alexander McCall Smith’e edebiyata sağladığı katkılardan dolayı 2006 yılında İngiliz Şövalyelik Nişanı verildi.



Deleuze: Bir Birey Nasıl Yaşayabilir?

$
0
0
Todd May’in incelemesindeki sıradışı yaklaşımlardan birisi Deleuze’ün felsefi serüvenini gerçekliğe yönelik bir temas ve yoklama girişimi olarak görmesine dayanıyor. May, tıpkı doktorların göremedikleri ve görüntüleyemedikleri bir lezyonu elleriyle yoklamaya çalışması gibi Deleuze’ün ontolojik hamlelerinin de gerçekliği yoklama tasarısı olarak kavranabileceğini söylüyor. İşte asıl sorun da bu yoklama ve temas etme sürecinde insanın kurduğu dünyaların etik ve politik pencerelerinin özgürlüğe ne ölçüde imkan tanıdığı. May’inDeleuze monografisi bu pencerelerden birini açmak için “Bir Birey Nasıl Yaşayabilir?” sorusunu gündeme taşıyor.

Todd May’in analizine göre etik ve politik sorunsallar Antik Yunan felsefesinde “Bir insan nasıl yaşamalıdır?” sorusuna odaklanmıştı, özellikle de Sokrates’in sahneye çıkmasıyla birlikte temel sorun insan yaşamının nasıl bir hâl alması gerektiği olmuştu. Oysa modern dönem genel anlamdaki yaşam sorunsalını doğrudan doğruya kişinin eylemine yöneltmiş ama soruyu yine –meli/-malı kipinde formüle etmişti. May’e göre modern dünyanın krizleri bizleri üçüncü bir soruyla baş başa bırakıyor: “Bir birey nasıl yaşayabilir?” Sorunun kipi artık değişmiş ve bizim nasıl yaşayabileceğime odaklanmıştır. Özellikle bu soruyla uğraşan kıta felsefesi geleneğini ele alan May, Deleuze felsefesinin söz konusu soruyla yüzleştiği eksenleri ontolojik ve politik düzlemlerde yeniden irdeliyor. 

Kitap’ta Deleuze felsefesinin beslendiği birçok düşünürün yanı sıra özellikle üç felsefi gelenek ön plana çıkıyor: Spinoza, Bergson ve Nietzsche. Hatta Todd May bu üçlüyü Deleuze’ün kutsal üçlemesi olarak konumlandırmış. Deleuze’ün düşüncesindeki içkinliğin, sürenin ve olumlamanın kaynaklarını derinlemesine inceleyen yazar bilim, dil ve düşünce üzerindeki temalarla sorunsallarını açımlıyor. Yeni bilimsel devrimlerin çığır açıcı figürlerine ve özellikle de Prigogine, Monod ve Simondon’a değinerek özdeşliklerden ibaret olmayan bir dünyanın politik olanaklarını sorguluyor. Politik tartışmanın merkezindeki sorulardan birisi de “yeni” kavramının kendisi: Temsile dayanmayan yeni ifade biçimleri, birlikte yaşamanın yeni dışavurumları, toplumsal olanın yeniden kuruluşu... Kitabın son bölümünde May, işlediği tematik ve problematik eksenleri dört tema üzerinden yeniden okuyor. John Coltrane’in müzikal deneyleri, aşkın erotikası, Filistin direnişinin tarihsel izleri, kentlerin yeniden düzenlenme biçimleriyle Deleuze felsefesinin kavramları arasındaki irtibatın olanaklarına odaklanan yazar, bakışını gerçekliğin tüketilemeyen güçlerine çeviriyor.

“Tanrı’nın ölümü hem evrenbilimsel rollere hem de bireysel yükümlülüklere dair ilgiyi tasfiye eden yeni bir soruyu takdim eder: Bir birey nasıl yaşayabilir?”

“Japon origami sanatı kağıdın farklı ve ayırt edilebilir figürler oluşturacak şekilde katlanmasına dayanır: Kuğular, kaplumbağalar, insanlar, ağaçlar. Origamide kağıt kesilmez. Dışsal hiçbir öğenin müdahalesine izin verilmez. Her şey tekil kağıt parçasının bir ifadesi olarak gerçekleşir.”

Todd May, 1955 yılında New York’ta dünyaya geldi. Doktorasını 1989 yılında Penn State Üniversitesi’nde tamamlayan May, Clemson Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi’nde profesördür. Kıta felsefesi ve özellikle Fransız felsefesiyle ilgili çalışmalar yürüten yazar Michel Foucault, Gilles Deleuzeve Jacques Rancière’in felsefi düşünceleri üzerine birçok kitap yayımlamıştır.

Deleuze: Bir Birey Nasıl Yaşayabilir? / Todd May
Türkçesi: Sercan Çalcı
1. Baskı, Ocak 2017
248 Sayfa
23,00 TL


Türk Psikiyatristin Divanı : Türkiye'den en uçlardaki 70 vaka

$
0
0
Bu kitapta okuyacaklarınız bütünüyle gerçek! Türkiye’nin gerçeği. Ve sarsıcı. Bu satırları okuyan birçok kişinin de maruz kalıp, utancından, korkusundan anlatamadığı gerçekler belki de. Travmalar, örselenmeler, çıldırmalar... Panik ataklar, aşağılanmalar, başkasının hayatını yaşamalar...

Psikiyatrist Zeynep Akıncı Pınar, divanından geçen en can yakıcı, çaresiz hikâyeleri çözüm önerileriyle birlikte ele aldı ve benzer sorunları olanlara yol gösterebilmek için Türk Psikiyatristin Divanı’nda okuyucuları ile paylaştı.

İşte hiç uyanmak istemeyen zengin kadından 9 yaşında saçları ağaran çocuğa, aile içi çoklu taciz kurbanı kızdan iktidarsız ama azgın damada, kurnaz nişanlıdan ergen kocaya, ters ilişkiden günahsız aşka, anksiyete bozukluğundan şizofreniye, başı sürekli dönen ‘deli’den cinsel freni patlamış adama kadar Türkiye’den en uçlardaki 70 psikiyatrik vaka!

Ruhsal bir panorama!

Şaşıracaksınız, inanamayacaksınız, yer yer sinirleriniz bozulacak, bu kadar da olmaz diyeceksiniz... Benzer vakaları yaşadıysanız ders çıkarıp bilgilenecek, yaşamadıysanız Allah’a şükredeceksiniz!

Kitaptan;
Çağımızın Problemi Yetersizlik ve Rekabet
Stres Düzeyi Nasıl Azaltılır
Başarılı Erkeğin Arkasındaki Kadının Hazin Sonu
Çoklu Ensest Vakaları
Çok Eşli Koca Diplomalı Kadına Karşı
Yıllar Süren Ev Hapsi
Dayak Yiyen Koca
70 Milyonluk Ülkede Boşandığı Eşinin Aynısını Bulan Adam
Kimlikleri Başkasına Ait Olanlar
Erkeğin Evde Aslan Olmadığı Bir Vaka
Sosyal Medyada Sürekli Kendimizi Onaylatma İsteği

Türk Psikiyatristin Divanı / Dr. Zeynep Akıncı Pınar
Hayykitap No: 366
Türü: Sağlık / Psikiyatri / Psikoloji / Koruyucu Tıp
Birinci baskı: Şubat 2017
Sayfa Sayısı: 296
24,00 TL

Sadık Yemni’den Bir Yapı Zekâ Romanı : Ela

$
0
0
"Alengirli düşler" kurup "Yemni Sözlüğü" kelimeleriyle gizemli hikâyeler yazan Sadık Yemni "Bir Yapı Zekâ Romanı" ile karşımızda. Ela, bugüne kadar bildiğiniz "zekâ"dan başkasını, bugün ve gelecek arasında verilen büyük bir mücadeleyi anlatıyor. İnanan kalplerin iyiliği ile teknoloji ve "yapı zekâ"lar bir bütün oluşturabilir mi? Peki, geleceğin savaşları bugünden yapılabilir mi? Geleceğin savaşlarını kazandığımızda tüm sorun çözülecek mi? Yapı Zekâ'lar dünyasında kim neden seçiliyor? 

"IS öfkeyle iki kolunu yanlara açınca sol kolu omuz hizasından koparak yere düştü. “Yok öyle bir şey. Yokkk...” Bunu derken önce sol kolu koptu, ardından gövdesinin üstü bel hizasından parçalanarak yere düştü. Çatırtı bir melodi gibiydi. Bunu diğer parçalanma ve dökülmeler takip etti. Yapısöküm hızlanarak devam etti. Önce iyice ufalandı. Sonra yapıbozum başladı. IS’in kendini inşa ettiği nesne nano ölçekte değişime uğramaya başladı. Kısa zamanda iyice ufalandı, çürüdü, süblimleşti ve ortadan silindi. Geriye sadece hamam böceği büyüklüğünde simsiyah bir parça kalmıştı."

Bağımlılık yapan bir Sadık Yemni üslubu daha okurların gündeminde. Bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız...

Ela / Sadık Yemni
Kategori: Fantastik
Yayınevi: Erdem Kültür
Sayfa: 328
22.00 TL


hep kitap’tan İşte Kandinsky ve İşte Rembrandt!

$
0
0
Yıkılan şehirler… Düşen bombalar… Ekonomik krizler… Dünya vahşetin içinde boğulurken her şeyin ortasında duran bir adam: İşte Kandinsky! Erken yaşta edindiği şöhret vefasızdı, ancak yeteneği mezarını aştı ve adını bugünlere kadar taşıdı: İşte Rembrandt! Sanat tarihi konusunda şimdiye kadar benzeri yapılmamış bir çalışma olan “İşte” serisinin yeni kitapları İşte Kandinsky ve İşte Rembrandt, 24 Şubat’tan itibaren hep kitap aracılığıyla Türkiye’deki okurlarla buluşuyor.

Bacon, Caravaggio, Cézanne, Dalí, Gaudi, Gauguin, Goya, Kandinsky, Leonardo da Vinci, Magritte, Matisse, Monet, Pollock, Rembrandt, Van Gogh, Warhol, Frank Lloyd Wright. Farklı ülkelerden, farklı akımlardan, sanat dünyasında iz bırakmış on yedi sanatçı. Ödüllü çizerlerin kitaplara özel çizdikleri illüstrasyonlarla her biri kendi başına da bir sanat eseri adayı olan on yedi kitap. Dünyanın seçkin sanat yayıncılarından Laurence King’in hazırladığı “İşte” adlı benzersiz dizi, hep kitap aracılığıyla sanat tutkunlarına ulaşmaya ve onları keyifli bir yolculuğa çıkarmaya devam ediyor. Dizinin bu ayki kitapları, İşte Kandinsky ve İşte Rembrandt.

İŞTE KANDINSKY
Yıkılan şehirler… Düşen bombalar… Ekonomik krizler… Dünya vahşetin içinde boğulurken her şeyin ortasında duran bir adam. Tüm olumsuzluklara rağmen bakan değil gören, gördüğünde mistisizm ve şiirsellik arayan hassas bir zihin. Klişelerden uzak, sadece ortaya koymakla değil, üzerine düşünmekle de sanata dahil bir insan. Modern çağın en iyi ressamlarından biri, soyut resmin babası, adını herkesin bildiği, duygularını ise bu kitapta bulacağınız gerçek bir usta: İşte Kandinsky! Sanat tarihçisi Annabel Howard’ın kalemiyle, çizer Adam Simpson’ın bu kitaba özel yaptığı çizimler birleşiyor ve bizi Kandinsky’nin güçlü resimlerinin içine davet ediyor.

İŞTE REMBRANDT
Erken yaşta edindiği şöhret vefasızdı. Ancak yeteneği mezarını aştı ve adını bugünlere kadar taşıdı. Işığın ve gölgelerin ustası diye de bilindi, gelmiş geçmiş en iyi portre ressamı diye de. Maddi sıkıntılarından yılmadı; ölüm etrafını sardığında, yaşamı sanatında buldu. Vazgeçmeyen, pes etmeyen, gerçek bir insan. Dünyanın en saygı duyulan ressamlarından biri, kendinden sonrakiler için yolu açan bir sanatçı: İşte Rembrandt. Sanat teorisyeni Jorella Andrews’un kalemiyle çizer Nick Higgins’in bu kitaba özel çizimleri, bizi önceleri bir rock yıldızı gibi yaşasa da hayatının son dönemlerinde gözden düşmüş usta bir ressamın adımlarının peşinden sürüklüyor.

Her biri kendi başına bir sanat eseri adayı olan dizinin yeni kitapları İşte Kandinsky ve İşte Rembrandt, 24 Şubat’tan itibaren hep kitap etiketiyle raflarda, serinin diğer kitaplarının yanındaki yerini alacak.


Hikmet Altınkaynak’tan Genişletilmiş Yeni Baskısıyla : Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü

$
0
0
İlk kez 2007 yılında yayımlanmış olan Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü yenilenmiş ve genişletilmiş baskısıyla yeniden okurlarla buluşuyor. 1.500’ü aşkın şair ve yazarın yer aldığı, her edebiyat meraklısının başvuru kaynağı niteliğindeki bu kitap, okullar ve öğrenciler için de vazgeçilmez bir eser.

“Hikmet Altınkaynak’ı tanırsınız, yazın evrenimizin en çalışkan, en titiz eleştirmen ve araştırmacılarından biridir. Kavgalardan, çekişmelerden uzakta, üretip durur. Geçen ay da tam 786 sayfa tutan, kapsamlı bir yapıt yayımladı: Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü. Başlangıcından bugüne, tüm yazar ve ozanlarımızın yaşam öykülerini, belirgin özelliklerini, yapıtlarını ve bunların ilk yayımlanım tarihlerini veriyor. Bu arada, yazın evrenimizde bir süredir duymaya başladığımız önemli bir eksikliği de gideriyor.”
Tahsin Yücel
Milliyet Kitap, 12 Aralık 2007

Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü / Hikmet Altınkaynak 
Tür: Sözlük
Sayfa sayısı: 891 
Fiyatı: 50 TL
Yayın tarihi: 21 Şubat 2017

Viewing all 3916 articles
Browse latest View live